27 Haziran 2009 Cumartesi

Haram Ederim!!


Dün işten çıktım bi arkadşaımla buluşucam..otobüse bindim..kartımı okuttum..haydaa bitmiş..bu durumdan nefret ediyorum..neyse bikaç kişiye sordum var mı fazla kredisi olan vs..parasını vericez..kimse oralı bile olmadı tabi..sonra şoföre dedim yol üstünde bi yer var ordan doldururum,zaten ordkai durakta da inicem..tamam dedi adam..o yere geldik durmadı şoför..ben de " e dedim durmadınız doldurucaktım" dedim..ilerde dikkaldrımda var ordna doldurursun dedi ama dedim ben burda inicem zaten..adam sustu devam ediyor..bi sonraki durağa geldi e dedim napıcaz kimse de vermiyor ne yapalım..el cevap:
-valla ben haram ederim inin isterseniz
-!!!:S:S pardon ne edersiniz??
-haram ederim ben..buyrun inin..
-inmiyorum ozaman!!
olaya bak yaa 1.10 tl yi adam bana haram edicekmiş!!resmen ağzım açık kaldı şoför bunu söyliyince..gerizeklaı hödük
dikkaldırımdaki yere kadar gittim doldurdum kartımı otobüse okuttum
-umarım karnınız doyar!! dedim ve karşı durağa geçtim geri dönmek için..
yazık yaa insanlar ne hale geldi..zaten bu şehirde bi otobüs şoförlerine bi de polislere acaip kılım..hiç sevmiyorum bunları..o kadar ukalalar ki..bişey sormaya korkarsın yani..sürekli bi azarlama modundalar..lanet olsun şikayet etsen hepsi aynı b..
herşeyin maddiyata dönüşmeisne çok üzülüyorum..yazık artık insanlar karşılksız parmaklarını oynatmıyorlar..çok çok sinirlendim dün bu öküz şoföre yaa..gerzek,fırsatçı sandı beni yaa..haa ama noldu o bana edemedi ama ben ona haram ettim o dönüş paramı..hayatımda kendime edindiğim prensiplerden biri de kimseye ne ah ne beddua ederim ne de haram ederim bişeyleri ama bu kadar terbiyesizlik olmaz..

18 Haziran 2009 Perşembe

Doğu'nun Çocuğu olmak..



Kısa bir süre önce çok harika bir yönetmenle tanıştım yine nette bitmek tükenmek bilmeyen araştırmalarım sonucu..Majid Majidi..
geç bile kalmışım dedim bu yönetmenin filmlerini izlemekte
ben kendimi hep Doğu2lu olarak görmüşümdür..hani hep bi batılıyız takıntısı belki de kompleksi vardır ya bizim insanımızda.ben hiç böyle hissetmedim..hep bir Doğu'lu,Asya'lı olarak hissettim kendimi..o yüzdendir kiDoğu'ya ait herşeyi seviyorum..

The Color Of Paradise(Cennetin Rengi) Küçük Muhammed (Mohsen Ramezani),Tahran 'daki bir körler okulunda yatılı olarak eğitim görmektedir.Kör olarak doğmuştur ve çevresindeki dünyayı dokunarak ve işiterek anlamaya çalışmaktadır.Okulu yazın tatile girdiğinde babası onu almak ve köyüne götürmek üzere okula gelir.Muhammed'in annesi ölmüştür ve babası yeni bir evlilik planlamaktadır.Özürlü bir çocuğun evlilik planlarını bozacağından endişelenen baba sürekli olarak ondan kurtulmak için çareler arar.Köyde ise Muhammed'i yazı birlikte geçirecekleri sevecen iki kız kardeş ve yaşlı ninesi beklemektedir.
--Filmin okadar güzel o kadar yalın bir anlatımı var ki..özellikle de başlarken gösterilen sahnelerde kör çocukların dünyasına daha yakından bakıyorsunuz..defalarca şükrediyorsunuz sağlıklı olduğunuza..filmin çekildiği mekan da çok güzel gerçekten cennetten bir köşe sanki..Muhammed'in kız kardeşleri de çok şeker..Muhammedin marangozla konuşma sahnesi en çok etkilendiğim sahneydi..kesinlikle izlenmeli,arşive konulmalı..
Children of Heaven(Cennetin Çocukları)Bu masalsı duygusal film, yoksul bir ailenin çocukları olan Ali ve Zehra isimli iki küçük kardeşin öyküsünü anlatıyor. Kızkardeşinin ayakkabılarını tamirciden getirirken kaybeden Ali kendi ayakkabısını onunla ortak kullanmak zorundadır, zira babalarının öfkesinden çekindikleri için durumu ona anlatamazlar, zaten anlatsalar da babaları yeni bir çift ayakkabı alamayacak kadar yoksuldur. Filmin tanıtım sloganında denildiği gibi onların bu küçük sırrı artık en büyük serüvenleri olacaktır.

--yoksul bir aile...üç çocuk..hasta bir anne..ailelerinin yoksulluklaırnı öyle güzel benimsemiş öyle büyük bir sorumluluk duygusyla büyümüş abi ve kızkardeş..abinin kızkardeşine duyduğu sevgi sizi çok duygulandırıcak..ayakkabısını kaybetmiş olmanın verdiği suçlulukla kız kardeşine bir ayakkabı alma çabaları..oyuncular rollerinin haklarını öyle gzel veriyorlar ki sizi filme bağlıyorlar..filmi izlerken bir çift ayakkabı almak istedim her ikisine de:)









Ali'nin bu ifadesi çok ağlattı beni:(

13 Haziran 2009 Cumartesi

"Tatlı" Sohbet












dün bi arkadaşımın çalıştığı yere gittim..hem ziyaret hem ticaret oldu:)
işten beraber çıkıp Heykel'e(şehir merkezi) gittik..yemek yedik biraz alışveriş yaptık falan sonra hadi gel bi tatlı yiyelim dedik..Heykel'de çok güzel bir Adana tatlıcısı var..burma ve sarma tatlıları yapıyorlar.özellikle sarma çok lezzetli..ailecek işletiyorlar orayı Diyarbakırlı bi aile..neyse gittik aynı aileden farklı biri vardı bu sefer.25-27 yaşlarda bir çocuk..daha önce de dediğim gibi Bursa'nın esnafıyla sohbet çok güzeldir..ben de farklı birini görünce;
-Siz ailecek burda çalışıyorsunuz herhalde değişimli olarak
-evet
-Ya hepniz de birbirinize benziyorsunuz.biz 3 kardeşiz hiçbirimiz birbirimize benzemiyoruz
-biz 18 kardeşiz!!
-neeeeeeeeeeeeeeyyyyyy!!!(abartmıyorum öyle şaşırdım ki:D)
-hehe evet 18
-nasıl yaa:) kaç anneden?
-2..birinden 12 birinden 6..ben 12liktenim
-:)hey maşşalllaaaaaah:))..6 lığın daha işi varmış:D..nasıl anlaşabiiyor musunuz peki?
-evet anlaşıyoz
-e ne güzel madem..maşallah yaa..hadi iyi akşamlar
-iyi akşamlar
ayy ne şaşırdık arkadşaım da ben de ..18 kardeeeşş..ordan ayrıldıktan sonra çeşitli yorumlar yaptık..
-nası yaa 18 tane..biri 12 tane doğurmuş..nası olmuş lan
-adamın da maşşallahı varmış heeeee:))
-yazık lan kadına..
vs..
ama çocuk çok saftı..böyle saf saf herşeyi söyledi :)bunun abisi daha uyanık..bi keresinde onla da sohbetimiz olmuştu..ben merak ettim nerelisniz diye sordum..o günlerde de bu Türkiyeli kavramının gündemde olduğu zamanlar.."Türkiyeliyim" diye cevap vermişti..
neyse yedik tatlılarımızı yürüyoruz..hava da çok güzel..kararmış böyle ılık bi rüzgar...ilerlerken yolun üstünde bi tane köpek yavrusu dolanıyor..2 tane adam biri çingendi sanırım..kaçak yavru satıyolar orda..köpekler de böyle golden gibi bişey..tam cinsini çıkaramadım adama 'nedir bunların cinsi' diye sordum..'fransız finosu' dedi..ohaaa yaa yalana bak!!köpeğin alakası yok finoyla..adamın yalanı bitmedi tabi..sonra aldı köpeği eline patilerini gösterip bir de diyor ki 'bak dalmaçyalı da olaiblir'
:))))
ya yok artık dedim ne alaksı var..neresi dalmaçyalı
-istersen anasının fotoğrafını göstereyim
-bırak ya ne fino bu ne dalmaçyalı
Allahım cins bilmesek adam yutturucak bize :)

10 Haziran 2009 Çarşamba

Oppa


bu benim Oppam:) yani Koreli abim..Korelilerde de bizim gibi abi,abla,amca vs..sıfatlar var..ve bu konuda bizden daha katılar..mesela iki erkek kardeş aralarında 1 yaş dahi olsa küçük olan muhakkak"hyung" demeli ona..kızların erkeklere,erkeklerin kızlara seslenişi farklı
Oppa--kızlar büüyk erkeklere söyler
Hyung--erkekler büyük erkeklere söyler
Nuna---erkekler büyük kızlara söyler
Eonni---kızlar büyük kızlara söyler
Ajumma--teyze demek:)

bu fotoğrafını çok beğendim Oppamın..birini dövecekmiş gibi bakmış:)) ama buraya koyduğumdam haberi yok tamam mı şşşşş;)

AsYa'nın şoförlük maceraları çeptır van :)







eveet en sonunda araba kullanmaya başladım..çok utanıyorum söylerken ama 4 yıllık bir ehliyetim var ama sadece kimlik niyetine gösteriyorum o da hava olsun diye:D
ama nihayet babamın da benim de canımıza tak etti kafa göz yararaktan kullanıcaz başka çare yok dedik..aslında fena da sürmüyorum ama çok fazla heyecan yapıyorum.bu da zamanında büyük bi kaza atlatmıştık ondan mütevellit cancaazım pilog..ama yok kardeşim öğrenicem..ben ki yıllarca araba sürme hayaliyle yaşamış,gece uykuya dalmadan önce hayaller kuran ve de uyuyamayan,rüyasında da araba sürdüğünü gören:) bi zatım..anlamıyorum yaa erkekler istiyor ki kadınlar da direksiyona geçer geçmez onlar gibi sürsün hemen alışsın öğrensin..oolduu yaa başka?!?
babam da öyle işte..hele abim..o zaten hiç kalkışmıyor benle araba sürmeye:))
bi keresinde işten eve gidiyoruz..abim arkada babam yanımda..ben tabi yavaş gittiğimden arkada kuyruk oluyor diye rahatsız oldum sağa geçeyim bari dedim..ama ilerde sağda da uygunsuz biyerde bi araba park halinde..ben yine de geçtim sağa devam ediyorum..babam anlamsızca suratıma bakıyo:) ama abim dayanamadı
-dur..duuur..duuuuuuuuuuuuuurrrrrrrrr !!!
anaaaamm öyle bir bağırdı ki arkadan ben zınk diye durdum:Dçocuğun ödü koptu yavv yazıııh:)
yani duran arabaya çarpıyordum:))
pazar günü babam,annem ve ben dışarı çıktık bütün gün ben sürdüm arabayı..çevre yolları falan baya yol katettim..ama nasıl heyecan var bende inanmazsın..böyle ağzım kuruyor heyecandan:)
-kızım bütün çukurları doldurdun..hah gene girdin..saydın mı kaç tane çukur doldurdun hıı?
-yaa baba ben nefes almayı unutmuşum bir de çukur mu sayıcam allasenn:D
böyle ne muhabbetler..hep de bu kadar sakin değil tabi:)
bir de ben araba sürerken debriyajı acaip sık kullanıyorum..yavaşlarken debrijay,viraj dönerken debriyaj..gereksiz neresi varsa:) dün gene böyle sürerken babam en sonunda patldı..
-kızım çek şu ayağını debriyajdan...bak gene basıyor yaa
-hihih debriyaj benim en yakın arkadaşım hehee:)
-bi tane patlatırsam ayrılmak zorunda kalırsın o en yakın arkadaşından!!
-:p
şofeeeeeeer şofeeeeeeer asya nın maceralrı devam ediceeeeek..very soon:)

4 Haziran 2009 Perşembe

Beynelminel Aşk













şimdi efendim malumatınız bende bi Koreli sevgisi var..zamanında nerden koreli bulurum da arkadaş olurum diyerekten uğraşlarım sonucu Skype dan birçok Koreli arkadaş edindiydim..birkaçıyla hala görüşrüm..ama bunların yanında çeşitli ülkelerden arkadaşlarım da oldu..İrlandalı,Alman,İtalyan,Fransız,Bangladeşli,Amerikalı..hala görüştüğüm 2 İtalyan,2 Bangladeşli,1 Alman arkadşaım var ki muhabbetimiz gerçekten çok iyi,samimidir..Mesela İtalyanlardan biri beni başta -her avrupalı gibi- kapalı,bilgisiz,biçok konuda konuşmayan muhafazakar biri olarak düşünmüş ama zamanla öyle olmadığımı gördü ve hep söyler senle konuimak çok güzel falan diye..bu beynelminel arkadaşlarımla neler konuşmadık ki..tarih,siyaset,sanat..e meraklıyız tabi 2 taraf da kültürler hakkında soru soruyor..bi ara ciddi ciddi bi kültür elçiliği yaptım ülkem adına naçizane:)
Bu arkadaşlıklarda başıma 2 tane de ilginç olay geldi..ilki Alman arkadaşımla..33 yaşında bilgisayar mühendisi bi adamdı diyeyim artık:) bununla çok güzel kültürel bi sohbetimiz vardı..karşılıklı kültürlerimizden konuşuyorduk falan..derken birgün bu bana sana bişey söylemem gerek dedi..işte bu bana bekarım hiç evlenmedim falan dimişti zamanında..meğersem 9yıllık bi evlilik geçmiş başından şuan boşanma aşamasındaymış falan..ee dedim bunu bana niye sölyosun ki..çünkü ben galiba sana aşık oluyorum dedi..haydaaaaa atilla maydaaaa(absalom kulakların çınlasın:) ) nsıl yaadedim..işte yok mok olmaz..o da zaten olmayacağını ben de biliyorum..ama böyle giderse ben çok üzülücem bi süre görüşmeyelim dedi..ii dedim nasıl istersen..1-2 ay görüşmdik..sonra yine kendi yazmaya başladı..haksızlık ettim sana falan dedi..yok dedim esta pitipiti:) sonra arkadaş olarak devam ettik onla hala arada mailleşiriz..bi kız arkadaşından gayrimeşru bi oğlu var..Michael..onun fotolarını falan yollar zaman zaman..:)
Diğeri ise Bangladeşli arkadaşım..o da aynı şekilde bi zaman sonra hissiyatı değişmeye başladı:)
benimle Bangladeşe gel diyo :) dedim nöreyim ben orda yaa..bu müslüman da aynı zamanda..Kore'de master yapıyo ve Korelilere olan sevgimi biliyor:)hatta en yakın arkadaşı olan bi Koreli çocuktan kıskanmıştı beni:) onla da görüşürüz arada hala..ama sadece arkadaş olarak..
Kime niyet kime kısmet kardeşim yaa..bi Koreli düşüremedik ağımıza:p:))
bu yılki burç yorumumda yurtdışından yabancı kültürlerden biriyle tanışacağım söyleniyor böyle bi eğitimde falan..merakla bekliyorum:)

1 Haziran 2009 Pazartesi

ESPRİ


Bence iki insanın çok iyi anlaşabilmesi için espri anlayışlarının muhakkak uyuşması ya da yakınlık göstermesi lazım..her türlü ilişkide;arkadaşlık,sevgili farketmez..bazı insanlar var o kadar bayıkespri anlayışı var ki..ya da snein yaptığın esprilerden bişey anlamayanlar falan..ben yapamıyorum böyle insanlarla,sürdüremiyorum arkadaşlığımı valla..
bi arkadaşımla görüştük dün..aslında çok fazla ortak noktamız yok ama acaip eğleniyoruz biraradayken..çünkü espri anlayışlarımız çok uyuşuyor..çatlak bi tip zaten..böyle çok ayarsız bi kız:D
dün kereviz tohumu almak için bi aktara girdik..ordan burdan adamla baya bi makara yaptık-bursnaın insanında,esnafında bu özelliği çok seviyorum..keisnlikle yadırgamıyorlar..bi markete,manava,pazara gidin adamlarla çok güzel bi muhabbet kurarsınız-adam bize "nerden buluyorsunuz bu neşeyi böyle" diye sordu..neyse baya eğlendik güldük çıktık ordan bi kilo erik-kiraz aldık biyere gittik yiyoruz..yanımda ufak bi kız vardı erikten aldımbitane uzattım,yüzüme dahi bakmadan aldı eriği:) afferin kız dedim öle naz yapma yırtık ol dedim:)) hem meyvelerimizi yedik hem gelen geçene yorum yapıp çok eğlendik..gülmekten yanaklarım ağrıdı bi ara.o an yine aklıma geldi..biz bu kızla uzun zamandır da görüşmüyorduk..ama ne kadar eğleniyoruz böyle deidm..diğer bikaç yakın arkadşaımla bukadar eğlenemiyorum..tekrar dedim evet espri anlayışı uyuşmalı kardeşim..
bir de çok bayat espri yapan tipler var :D
bizim bi çalışanımız mesela..depocudur kendileri..biri gelir şimdi..işini halleder işte giderken "hadi hayırlı işler"der..depocu abi de "hayri işi bıraktı ama,görürsem söylerim" der :s :))
bunun gibi daha neler..bir de lisede bi muhasebe hocamız vardı..ders anlatırken mesela "Kasım ayı KDV si" derdi,ardından da "ayı diyorum ama üstünüze alınmayın" :D derdi..çok tonton bi hocaydı kulakları çınlasın..
taşıma suyla niye değirmen dönmez?
çünkü taşımasu bi japon ismidir:D:D