29 Mayıs 2009 Cuma

Dae Han Min Guk Manse!*


efenim benim Kore ve Korelilere olan sevgimi kısa sürede bütün blog alemi(havalara bak:p 2 kişi okusa bari) öğrenmiş durumda..çocukluğumdan beri süregelen bu çekik sevdası Kore filmlerini izledikten sonra milliyetini de bulmuş durumda:)
ortaokuldna beri hep "ben bi japonla evlenicem" der dururdum..bu sonraları çok milliyet değiştirdi ama gene geldiim çekiklere takıldım
şimdi ben Korelileri neden bu kadar seviyorum?
herşey My Sassy Girl filmini izlememle başladı sevgili pilog..orda aşkın en yalın halini,i halini ilgi ekini:p öğrendim..amerikan filmleri sayesinde beynimize kazınan "sevmek,sevgili olmak" kalıplarını o filmde yıktım ben..zaten hiçbir zaman bi aidiyet hissetmemiştim o filmlerdeki sevgi,sevgili durumlarına:)ilk buluşmada yatakta biten ilişkilerin inadına aylar süren bi ilişkide tek bir öpüşme sahnesi dahi yok..ha bu demek değil ki duygu,aşk yok..öyle de güzel hissettiryor ki film size..film sonunda derin bi burukluk hissediyorsunuz ama..ben de böyle bir ilişki yaşamak istiyorum diyosunuz..kişiden kişiye de değişebilir tabi..
diğer bir etken de dilleri oldu..Allahım ne sevimli bir dildir bu..zaten Ural-Altay dil kolundan da geldiğimizden burdan da kardeş oluyoruz:) Korece de sessiz harfle biten bir kelime bulamazsınız..hepsi sesli biter ve genelde de hep uzatırlar "anyeon hese yooooo" gibi:)ekşi sözlükten de bi örnek sunmak istiyorum sizlere:D
--kore sinemasinin yükselisiyle su siralar bol bol maruz kaldigimiz dil. maruz kaldigimiz dedim çünkü bu adamlar bu çekik gözlüler nasil bi dile sahiplerse artik, hiç bir seyi tek kalemde söylemiyorlar. korece dinlerken sürekli söyle uzatmalar duyuyorsunuz:

anayeeee eee ee.. sorovaaaa aaa aaa.. toruvouooo.. ooo.. ooo..

böyle sürekli kuyruklarina basilmis gibi uzatiyorlar da uzatiyorlar.. insana belli bi süre sonra hafakanlar basiyor.. neymis türkçe gibi korece de ural altay dil ailesinden geliyormus.. olmaz olsun öyle akrabalik..

şimdi uzakdoğulular için biizm insanımızda 2 durum var..ya benim gibi çok seviyorlar ya da hiiç sevmiyorlar..ortası yok..
kültürleri de apayrı bir mevzu zaten..yine bize çok yakın bi kültürleri var..-yiyecek kültürü dışında ama-

şimdilik bu kadar..Koreyi tanıtmaya ve sevdirmye devam edicem arkadaşlar:)
bu fotodaki de İstanbul Sultanahmette görüp bayıldığım,hemen yanına koşup anne babasının şaşkın bakışları arasında fotoğraf çektirdiğim japon güzellik..yerimm seniii:)
*Teo ki Manse!(Yaşasın Türkiye)
*YAŞASIN KORE

28 Mayıs 2009 Perşembe

başımdan geçen ilginç olaylar serisi-3


tamam absalom 3.yü de yazıyorum:)

2003 yazı..abimle almanyaya gittik kurs için.amcamlarda kalıyoruz.haftanın 5 günü kursa gidiyoruz..sabah amcam bırakıyor öğlen yengem alıyor,mesafe de baya uzak..sadece bir kere kendimiz eve döndük bi trenle..günlerden bir gün kurstan sonra Taylandlı arkadaşlarımla(dikkatinizi çekiyorum yine çekikler:d) çarşı pazar gezicez biraz takılıcaz..yengemden izin aldım o da"abin izin verirse gidersin asya bak ben karışmam eve nasıl dönüceksin falan" bi kere trenle döndük ya zaten yön bulmada çok iyiymdir..ben gelirimyenge trenle dedim.neyse gittik kızlarla gezdik tozduk 2-3saat çok güzel vakit geçirdik.eve dönme vakti geldi..onlar ikisi beraber gideceklerdi zaten beni tren istasyonuna bıraktılar gittiler.ben de eve gideceğim trene doğru gidiyorum.ama Hauptbahnhof denen tren istasyonu devasa biyer..şehirlerarası trenler var..neyse gittim ben oraya tren geldi bitane adına baktım bizim oturduğumuz yerin adı yazmıyor ama dedim budur kesin ve bindim..gidiyoruz gidiyoruz ya hiç daha önce gittiğimiz gördüğümüz yerlere benzemiyo..ben tırsmaya başladım tabi yok dedim ya bu o tren değil..indim tekrar merkeze gittim..istasyondakilere soruyorum lütgendortmunda giden tren nerde hangisi bilio musunuz?Allahın bir kulu da bilmiyo kardeşim..bir de nasıl alakasızlar yaa..kimisi cevap bile vermedi adiler..hakkaten buzdolabı bu alamanlar yaa..bende tabi ufaktan yusuf yusuf durumları başladı..tren istasyonunun çarşısında bi Türk bakkalla tanışmıştık onun yanına gittim o da o gün gelmemiş diğerleri de beni tanımıyo zaten ordan da bişi çıkmadı..bakkalın karşısında bi alman kitapçı vardı o dedi gel ben sana tarif edeyim nasıl gideceğini..ben de daha 1 ay olmuş gellei çok almanca bilmiyorum yavaş anlat bey amcacm "langsam bitte" dedim:D o da sağolsun bikaç sefer güzel güzel anlattı..ama benim gittiğim istasyonu tarif ediyor ben de "oraya gittim ama ordan bizim tren geçmedi"dedim..ondan da bişey çıkmayınca kursa gittim ulan biizm burda bile daha teferruatlı herşey..adamlarda ne adres var ne telefon hiç kayıt mayıt bişi almamışlar..bizde anasının kızlık soyadına kadar yazarlar:D
orası da fos çıkınca ben iyice tırsmaya başladım..sokak sokak dolaşıyorum artık kendimi kaybetmek üzereyim:) gevurun alamanyasında da bütün evler sokaklar birbirine benzior lanet olsun..o telaşta hepten başım döndü nerden girip nerden çıktığımı bilmiyorum..ama bi yandan da nasıl dik duruyorum nasıl metanetliyim..çaktırmamaya çalışıyorum kaybolduğumu:))
özellikle Türk kadınları kesitoyrum gözüme onlara soruyorum nasıl giderim falan diye..her sorduğum ayrı bişey söyledi..sonra kapalı bi kadın gördüm 50li yaşlarda bi almanla yürüyorlardı..dedim ulan şuna da bi sorayım bakayım.yanına gittim..işte merhaba ben türkiyeden geldim amcamların yanında kalıyorum arkadaşlarla gezdik ama ben eve dönemiyorum:D falan herşeyi de anlattım ki bana inansın yardım etsin diye..teyzem bana ne dese beğenirsiniz.."sen neyine güvendin de çıktın böyle tek başına dil bilmiyosun iz bilmiyosun..burda seni alsalar kaçırsalar kötü yola düşürürler,mahvolur gidersin..sana yardım edicem ben ama bana doğru söylüyosan eğer" dedi!!lann bende şalter bi attı..ne demek doğru söylüyosan dedim yaa ben size neden yalan söyliyim..inanın diye herşeyi de anlattım halbuki..istemiyorum yardımıznı falan dedim çektim gittim kadının yanından..pislik karı yaa ben zaten hayatımdna ümidi kesmişim söylediklerine bak bi de..offf..artık iyice çökmüşüm ağlıyorum böyle yolda:S :) 3saattir kayıpım düşün yani:)
tekrar istasyona gittim bu sefer "information" a ingilizce olarak anlattım derdimi..bana bi tren güzergahını gösteren çıktı verdiler daha önce gittiğim istasyona git dediler ordan bi trene biniceksin şu durakta inip aktarma yapıcaksın!!haydaaa..meğersem o gün bizim oraya direkt giden tren iptal olmuş..aktarmalı olarak gidiliyormuş..gittim oraya bindim trene 2 tane de görevli vardı onlar dedi bu durakta in şu trene bin..indim bindim..düştük yola gene gidiyoruz..bu sefer tanıdık yerler gördüm..son durakta indim,yukarı çıktım ki bizim köy:D ben bi başlarsın ağlamaya anamm nasıl ağlıyorum böhüüüü böhüü:Dağlaya ağlaya eve geldim..yengem kapıyı bi açtı 5 karış surat:S yengem çok iyidir ama tersi off off diyorum..nerdesin sen kaç saattir,dayın geldi hollandadan çarşıda seni arıyorlar falan ben "kayboldum" diyebildim sadece..dayım bizi görmeye gelmiş..ben eve gelmeyince de abim amcam hep beraber aramaya çıkmışlar..koca dortmund da beni arıyolar:D amcam delirmiş resmen..bu kıza bişey olursa ben kafama sıkarım abime ne derim vs..yengem haber verdi geldiler..ben içeri girdim dayıma sarılır sarılmaz bidaha açtım muslukları:D hıçkıra hıçkıra ağlıyorum ama:D amcam da bozuldu tabi..niye ağlıyosun şimdi biz sana bişey mi yaptık falan üstüne alındı..dayım da yok ya korkmuş kız falan dedi..
böylece bi kaybolma hikayesinin de sonuna geldik:D ama gerçekten bukadar korktuğumu hatırlamıyorum..hayatımdna ümidi kestim yani..haa derseniz ki niye bi polise gitmedin ya da taksiye binmedin..valla hiç aklıma gelmedi:)) ama o kadına acaip öfkem var hala..aptal kadınn!!

25 Mayıs 2009 Pazartesi

başımdan geçen ilginç olaylar serisi-2






Üniversite son sınıftayım..otobüsten indim okula doğru yürüyorum..karşıdan da bisikletli bir çocuk geliyor bana doğru.çocuk beni az geçtikten sonra durdu ve bakar mısınız dedi..ben de adres falan sorcak herhalde diye baktım buyrun dedim..önce sıkıldı ık mık kem küm..işte burda yalnız yaşadığını işi olmadığını parasız kaldığını falan söyledi kısaca..ben de para istiycek galiba diye düşünürken bombayı patlattı..
-istersen uygun bi fiyata sevişebilirim..
-????????!!!!! yuhhh yaaa yuhhh..hiçbişey diyemedim...çocuğun suratına bi an öyle bakakaldım:s sonra kendime gelir gelmez hiçbişey söylemeden direkt topuk:)
bu insanlar nasıl,ne gibi bi ruh haliyle yapaibliyorlar bunu yaa hangi cesaretle:s
bi daha bakar mısınız diyene bakmıcam:))

21 Mayıs 2009 Perşembe

gün dökümünde..


bugün çok sıkıcı bi gündü pilog:)
nerdeyse hiçbişey yapmadım diyeiblirim..işler çok durgun bu aralar..
ama günün sonuna doğru güzel şeyler buldum..yeni bloglar..en çok da Tuana'yı sevdim:)hem de çok kısa bi zamanda..onu kendime yakın hissettim..yaşadıklarıyla değil de tam olarak ne bileyim bi sıcaklık hissettim işte:)nasıl yazıyorlar öyle yazılar hala anlamıyırum..hüzün mü acaba bunu yapan?hüzün bu şehirden gittiğimde benim d eüstüme yapıştı ama çok sinemedi snaırım..hiç hüüznlü bir insan olup da şöyle döktüremedim be pilog..neyse..memnun oldum Tuana

başımdan geçen ilginç olaylar serisi-1


Ramazan Bayramının üçüncü günü snaırım abim ve kardeşimle buluşmak için bi alışveriş merkezine gidiyorum..akşam saatleri..avm nin otoparkında yürüyorum,önümden bi araba geçti..hemen sonra yanıma bi çocuk geldi koşa koşa..böyle benden 1-2 yaş küçük bi tip
-bakar mısınız?
-buyrun?
-sizi bi kere öpebilr miyim?
-??!!!?? neeee
-ya arkadaşlarla iddiaya girdik de sizi bi kere öpebilir miyim
-ohaa yaa işin mi yok lan şu hayrı mübarek günde:) defollll
-peki
-..... :)
şok oldum yaa bu neydi ki:s
abimlerin yanına gittim ben anlattım onlara olanı..abim herzamanki gibi "niye böyle salaklıklar hep seni buluyo?"
kardeşim de "kimdi lan onlr,nerdeler gittiler mi a.q.?" :))

19 Mayıs 2009 Salı

domates,biber,patlıcaaan:)


bu aralar acaip şekilde tarım yapmak istiyorum:)köylüyüz biz zaten o yüzden kanımda da var bu çiftçilik yani:) ama öyle böyle değil..böyle toprağa bişeyler ekeyim,onları sulayayım,otlarını yolayım emek vereyim sonra da oturup yiyim afiyetle:D ya sebze meyveyi dlaından koparıp yemek gibi harika bi olay var mıdır..biz Konyadayken 30km dışında yol kenarında bi bahçe var oraya gitmiştik..envai çeşit sebze ekmişler köylüler,eline bi torba,kova neyim alıyosun girip kendin topluyosun..orda yediğin hıyarlar da şirketten:)) ama nasıl zevkli..ben de böyle bişey yapmak istyrum..bence gelecekte tarım çok büyük yer eidnicek ekonomide yine..özellikle de organik tarım..yani bi köylü olarak bu organik tarım lafına da ayar oluyorum :D neden diye sorarsan da..şimdi bu organik tarım doğal gübre yani bildiğimiz küçük-büyük baş hayvan b.kuyla oluyor:D e tabi pazarlama stratejisi..adama bu sebzeler var ya onlara ne goduk biz biliyon mu yetiştirirken..diye başlayan bi cümle kurarsan adam yemez :D ay mesele b.ktan açılınca aklıma çok komik bi mevzu geldi..bi arkadaşın arkadaşı bi kızla tanıştık geçenlerde..kız saçlarının seyrekliğinden şikayetçi..herşeyi denemiş hatun ama bişeye yaramamış..biri de buna kafana tezek süreceksin..ama taze olanından..buram buram kokanından :D demiş..bu da ciddi ciddi bu yaz köye gidip sürücem valla gözümü kararttım dedi..yuhh lan diyorum:D
neeyse mezvu nereye geldi..birgün bu hayalimi gerçekleştridiğimde bu blogu okuyanlar lütfen çekinmeden gelin..açık adres vericem :D

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Bir Sevgi Türküsü


















Akşam soğan kavrulan evlerde

Yoksul bir çorbayı ateşe koymadan önce
Son geleni bekler gibi seni beklemek
Bir yudum alır gibi bir kadeh buzlu rakıdan
Çocuk annesine güvenir gibi
Sonu belirsiz bir yolculuğa çıkar gibi
Hiçbir şey olmuyormuş gibi sevmek seni


Hiçbir yalanda, hiçbir kandırmada payı olmamak
Hiçbir kaygının peşinde küçültmemek kendini
Bir yaz sabahında balkondan nasıl bakarsa
Dışarıya salınmamış çocuklar
Biraz özlemle ve biraz sevinçle
Nasıl bakarsa o çocuklar sokağa
Senin yolunu hiç yılmadan gözlemek

Benim için ölümsüzlükle birdir

Hep yüzünde kalmalı bu gülüş
Bu seni çağlara direnecek bir yontuya
Döndüren bu sevinç pırıltısı hep kalmalı yüzünde
Hep bu kadar büyük ve bu kadar güzel olmalısın
Bu kadar ölümsüz ve bu kadar olağan

Afşar Timuçin

16 Mayıs 2009 Cumartesi

püskürüt hırsızları:))


abimle aramda bir yaş var..herşeyi onunla yapardık biz taa liseye kadar..8sene aynı sınıfta okuduk düşün yani:Dama yan yana oturtamadılar bizi hiçbizaman:)
biz köyde doğup 7 yaşıma kadar da köyde yaşadık..abimle yapmaktan en büyük zevk aldığımız şeylerden biri de amcamın torunlarının evinden püskürüt(bisküvi nin bizim oralıcası:D)çalmaktı..
sabahın köründe daha 5 ya da 6 saat ikimiz de kalkar sessizce evden çıkar onların oraya giderdik,yakındı zaten..ayaklar yalın,üstte picamalar:)daha gözümüz açılmadan o püskürütlerin durduğu pencerede bitiverirdik..telden bi örgü vardı böyle ince..onu zaten yırtmıştık o aradan babasının almanyadan gönderdiği karton kartn püskürtleri bi güzel aşırırdık:D ne açtık yaa:D
ama bir daha hayatımda o tadda bi püskürüt yemedim..hem zaten şehre taşınınca bizim püskürütler oldu bisküvi..:)

15 Mayıs 2009 Cuma

bi kaç film tavsiyesi..


Old Boy..Türkiye'de İhtiyar Delikanlı adı ile gösterime giren Oldboy 2003'te yönetmenliğini Park Chan-wook'un yaptığı, Japon Manga Oldboy'dan sinemaya uyarlanan Güney Kore filmidir.

Film, 2004 yılında Cannes Film Festivali'nde 'Grand Prix' ödülünü almıştır.Hollywood filmleriyle yıllarca beynimiz yıkandığından uzakdoğu sineması dendiğinde herkeste bi ıyy tepkisi oluyor..sanıyorlar ki bu çekikler dövüş kavga filmleirnden başka film çekemiyorlar..halbuki bu film ve diğerleri birer başyapıt..Old Boy'u izledikten sonra önce ööyle bi kalakaldım(şimdi ne yazsam diye düşündüğüm gibi:) ) öööhh dedim neydi lan bu?acaip salak oldum kurtulamadım etkisinden..bütün kaba kuvvetimle izlemenizi tavsiye ediyorum.izlenmesi gereken 1000 film arasında 101.dir aynı zamanda..diğer G.Kore filmleirnin aksine bu filmi DVD,VCD olarak bulaiblrsiniz.İyi seyirler..


14 Mayıs 2009 Perşembe

akıllara Maydanoz olan adam:))


Metin Uca..onu ilk star tv deki sabah haber programı ile tanıdım..olaylara bu kadar değişik açılardan hem de sıkmadan çok zekice kullandığı hiciv yöntemiyle bizi gülerken düşündürten:) bir şahıs..Bugünlerde cnntürk te Maydanoz iismli programı ile yeniden bazı şeylerin üstünde düşünmemiz gerektiğini çok eğlenceli bir üslupla bize öğretiyor..severek izliyoruz efenim:)

http://www.cnnturk.com.tr/video/cnn.turk.tv/metin.ucayla.maydanoz/programlar/2009/03/16/maydanoz/12240/index.html

13 Mayıs 2009 Çarşamba

...


bazen bir şarkı,bazen bir söz bazen de tek bir resim herşeyi anlatır aslında..uzun uzadıya cğmleler kurmak gerekmez..
bana bu fotoğraf umudu anlatıyor..ama aynı zamanda çaresizliği..siz umutla çaresizliği aynı cümlede anlatabilir miydiniz?

12 Mayıs 2009 Salı

yine beeeeen:)

başkasını mı bekliyordun yoksa hımmm????:))
yeniden yazıcam bişiler bakalım..bu arada artık 24 oldum profilimdeki bilgi yanlıştır:D